Mutluluk

 "Mutluluk, derin düşünmemekle ya da kafaya takmamakla mı elde edilir?

Ya da şöyle diyelim kafaya takmadan, dert etmeden elde edilen mutluluk sahici mutluluk mudur?

İnsanın en doğal ve soylu eylemidir üzülmek. Üzülen bir insanı garipsemeyin, böyle birini görünce, gizliden gizliye üzüntüsünden kendinize problemsiz ve ona da problemli sonucu çıkarmayın. 


Siz asıl üzülemeyen insanı garipseyin.


Üzülemeyen insanlara bakın. Bencilliklerinden dolayıdır aslında. Kendi mutluluğuna halel gelmesin diye gözüne ve kulağına çengel takmıştır. Suni ve sentetik bir iki sözcüktür  heybelerindeki azık.


Üzülemedikleri için yani kalpleri bu doğal dokuyu kaybettiğinden üzülen insanları garipserler, anlamak istemezler. Melankolik olarak bakarlar.


Dert etmemek olsa olsa sorumsuzluk, gamsızlık olabilir.


Birşeyleri yoluna koyan ve çözüm bulan tüm insanların ortak özelliğine dikkat edin. İlk başta üzüldüğünden dolayı çözüme el atmıştır.


Kendine dert etmeyen bir insan ham ve hayatın üstünde yük değil midir?   Çünkü gamsızlığının bıraktığı yıkıntıların altına yine üzülebilen insan girip temizlemiştir.


Rahatça diyebilirim ki hayat devam ediyor ve  gök kubbe başımıza yıkılmıyorsa bunu hâlâ üzülebilen insanlara borçluyuz.


Üzülebilen insan mutluluğu en çok hak eden ve hepimizin varlığına ihtiyaç duyduğu yegane insandır.

Umudun, kazanmanın, geleceğin, mutluluğun, insan ve insanlığın ne demek olduğunu bizden daha iyi bilirler. Çünkü bunları kolay kolay elde etmemiştir. Bedeller ödemiştir üzüntüsüyle..."




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kör Dövüsü

Beklenti Ihlali